reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Kıskançlık Duygusunun Derinlikleri ve Sağlıklı Yönetimi

Kıskançlık duygusunun kökenlerini, etkilerini ve sağlıklı yönetim yollarını keşfedin. Duygularınızı anlamak ve dengelemek için rehber niteliğinde bilgiler.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kıskançlık Duygusunun Derinlikleri ve Sağlıklı Yönetimi
reklam

Kıskançlık Duygusunun Psikolojik, Biyolojik ve Sosyokültürel Temelleri

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, kıskançlık duygusunun insan yaşamındaki karmaşık doğasını, kökenlerini ve ilişkiler üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele aldı. Kıskançlığın çoğu zaman doğal ve kaçınılmaz bir insan duygusu olduğunu, ancak bu duygunun kontrol dışına çıkmasıyla ilişkilerin ciddi anlamda zarar görebileceğini vurguladı.

Sağlıksız kıskançlığa neden olabilecek pek çok faktörün bulunduğunu belirten Bingöl, bunları şu şekilde sıraladı:

  • Özgüven eksikliği ve kendini değersiz hissetmek,
  • Partneri aşırı sahiplenme eğilimi,
  • Yetersizlik ve güzellik algısındaki olumsuzluklar,
  • ‘Partnerimi ne kadar kontrol edersem, aldatılma riskim o kadar azalır’ yanılgısı,
  • Yoğun terk edilme korkuları ve bu korkuların ilişkideki etkisi,
  • Sosyal medya ve dijital iletişim araçlarının artan kullanımıyla ortaya çıkan yeni dinamikler,
  • Partnerin tutarsız davranışları veya başka biriyle ilgisi,
  • Kültürel ve toplumsal değerlerin kıskançlık üzerindeki etkisi, özellikle ataerkil söylemler ve geleneksel normlar.

Cinsiyetlere Göre Kıskançlık Biçimleri ve Nedenleri

Psikoloji alanında yapılan çalışmalar, Freud’un kıskançlığı çocuklukta yaşanan çözülememiş travmalara bağlamasıyla başlayıp, Klein’ın babaya yönelik rekabet ve kuşku duygularını temel alan teorileriyle zenginleşmiştir. Günümüzde ise, farklı teorik yaklaşımlar kıskançlığın nasıl ortaya çıktığını anlamamıza katkı sağlar:

  • Bilişsel Yaklaşım: Kişinin öğrenmiş olduğu ve deneyimlediği tepkiler üzerinden gelişir.
  • Sosyo-Kültürel Yaklaşım: Toplum ve kültürel normların, kıskançlık duygusunun şekillenmesinde belirleyici rol oynadığını vurgular.
  • Evrimsel Teori: Hem erkekler hem de kadınlar tarafından doğuştan gelen bir duygudur, ancak cinsiyete göre farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Erkeklerde daha çok cinsellik odaklı, kadınlarda ise daha çok duygusal bağ ve güven temelli kıskançlık gözlemlenir.

Biyolojik Temeller ve Kimyasal Dengesizlikler

Dr. Bingöl, biyolojik açıdan bakıldığında, serotonin ve dopamin düzeylerinin kıskançlık ve takıntılı davranışlar üzerinde belirleyici olabildiğine dikkat çekti. Serotonin seviyelerinin düşüklüğü veya dopamin dengesizlikleri nedeniyle, özellikle obsesif-kompulsif ve patolojik kıskançlık yaşayan bireylerde bu kimyasal dengesizliklerin görülebildiğini belirtti. Ayrıca, beynin sağ lobundaki hasarların veya kanamaların, kişide aşırı güvensizlik ve şüpheciliğin artmasına neden olduğunu ve bu durumun da kıskançlık hissini tetikleyebileceğini sözlerine ekledi.

Kıskançlık ve İlişkilerdeki Tehlikeli Dönüşümler

Sağlıksız kıskançlığın, ilişkilerde ciddi yıkımlara yol açabileceğine dikkat çeken Dr. Bingöl, özellikle sahiplenici ve aşırı korumacı tutumların, partner tarafından yanlış anlaşılabileceğini ve bu durumun ilişkinin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtti. “Sevgi ile kıskançlık arasındaki çizgi çok ince ve dikkatli olunmalı” diyen uzman, sağlıklı ilişkinin temelinin güven ve karşılıklı anlayış olduğunu vurguladı.

Özellikle, sürekli partneri takip etme, mesajlarını izleme veya sosyal medya hesaplarını kontrol etme gibi davranışların, zamanla ilişkiyi yıpratıcı ve kontrol edilemeyen kıskançlık patlamalarına yol açabileceğini söyledi. Bu noktada, durumun ilerlemesiyle partnerde fiziksel şiddet ve ayrılık gibi ciddi sonuçların doğabileceğine işaret etti. Ayrıca, medyada ve toplumda kıskançlık temalarının sıklıkla normalleştirildiğini ve bu durumun, kıskançlığın olumsuz yönlerinin anlaşılmasını engellediğine dikkat çekti.

Sağlıklı Kıskançlık ve Çözüm Yolları

Dr. Bingöl, kıskançlıkla başa çıkmak için önerilerini şu şekilde sıraladı:

  • İlk adım olarak, bu duygunun fark edilmesi ve kaynağının doğru tespit edilmesi gerekir.
  • Partnerle açık ve samimi iletişim kurmak, güveni yeniden inşa etmenin temelidir.
  • İlişki, kıskançlık ve kontrol yerine, güven ve anlayış temelli olmalıdır.
  • Mevcut ilişkiler, diğerleriyle kıyaslanmamalı ve kendimizi başkalarıyla karşılaştırmaktan kaçınılmalıdır.
  • Gerekirse, bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel destek alınmalı ve bu duyguların üstesinden gelmek için terapi yöntemleri uygulanmalıdır.

Son olarak, sağlıklı kıskançlığın, doğru yönetildiğinde ilişkide tutku ve bağlılığı güçlendiren bir unsur olabileceğini, ancak kontrol edilmediğinde ve aşırıya kaçtığında, ciddi sorunlara yol açabileceğini belirterek sözlerini tamamladı.

reklam