Özellikle sarsıntıyla çaba edilen bu kentimizde, afet öncesi ve afet sonrası yapılması gereken iş ve süreçlerde çok önemli olduğunu bildiğimiz bu teşkilatımızın işçi alım müsaadesiyle ilgili süreçlerine, hala bir imzanın esirgenmesini büyük bir gariplik, büyük bir zavallılık olarak tarifliyorum. Çok hüzünle hatırlatıyorum. Yazıktır, günahtır. Allah aşkına, bir imzayı atmamanın vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Bunu erteleyen ya da imzalamayan kim? Sayın Bakan mı? Daha üstü mı? Daha aşağısı mı? Kim ise; onu 86 milyon vatandaşımızın, vatandaş hakkına ve hukukuna, 16 milyon insanımızın da hemşehrilik hakkına ve hukukuna şikayet ediyorum. Çok net şikayet ediyorum” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Daire Başkanlığı, itfaiye erlerinin mümkün kriz anlarında itimatla kullanabilecekleri pak hava teneffüs aygıtlarının (THSC) temini ve bakımlarının yapıldığı merkezin açılışını gerçekleştirdi. Kağıthane’de hizmete giren THSC Merkezi’nin açılış töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kağıthane Belediye Lideri Mevlüt Öztekin, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy birer konuşma yaptı.
“İNSAN HAYATI HER ŞARTTA ÇOK ÖNEMLİ”
İstanbul İtfaiyesi’nin tarihinin 310 yıl geriye kadar gittiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, “İnsan hayatı her şartta çok değerli. Hayat kurtaran itfaiye teşkilatımızın kendi hayatları da değerli. Onların hayatlarının teminat altına alınması, iş güvenliği noktasında gereken bütün önlemlerin en üst düzeyde sağlanması bizim en değerli mecburiyetimiz” dedi. İtfaiye teşkilatının yalnızca yangınlarda değil, afet anlarında da değerli vazifeler üstlendiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Açılışını yaptığımız Pak Hava Teneffüs Aygıtı Test ve Bakım Merkezi sayesinde, itfaiye hizmetlerimizin kalitesi artacak, itfaiyecilerimiz, aygıt ve ekipmanlarının tüm testlerden geçtiğine emin olacaklar. Bunu bilmenin huzuruyla hizmetlerini sürdürecekler. Bu inançla de can ve mal kurtarılmış olacak. Artık vatandaşlarımız, oksijene en çok muhtaçlık duydukları anda, kendilerine ulaşan teneffüs aygıtlarına dönük emin olacaklar. Bu tıp kazaların, bu tıp aksiliklerin hiçbir hizmetimizde var olmasını asla ve asla istemeyiz. İtfaiyecilerimiz en sıkıntı koşullarda çalışıyorlar. Bu nedenle onlara en ileri teknolojilerle donatılmış aygıtları ve ekipmanları sağlamak, bizim de boynumuzun borcudur” diye konuştu.
“BU CİNS ADIMLARI SIKLIKLA ATIYORUZ”
Yakın vakitte itfaiye teşkilatına donanımlı araç alımını gerçekleştirdiklerini aktaran İmamoğlu, bu kapsamdaki hizmetlerinin devam edeceğine vurgu yaptı. Açılışını yaptıkları merkez ile ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, “Dünyada, bu kadar yaşı büyük itfaiye teşkilatı, kurum, kuruluş görmek güç. Bu manada bizim, böylesi bir teşkilatı, her vakit en örnek alınacak işleri yapma konusunda da ihtimamlı davranan bir kurum haline getirme zorunluluğumuz vardır” sözlerini kullandı. Merkezin, tahlil üreten anlayışlarının sonucu olarak ortaya çıktığının altını çizen İmamoğlu, “Bu merkez, dışarıdan alınan hizmetlerle ihmal edilen süreçlere asla maruz bırakılmamalıydı. Halkçı ve kamucu karakterimizin de bir yansımasıyla, bu tıp hizmetlerin iç hizmet biçiminde bizim bünyemizde yapılması noktasında attığımız adımlara da bir örnektir. Biz, bu tıp adımları aslında sıklıkla atıyoruz. Birçok hizmeti, kamusal değerine uygun olarak, belediye bünyemizde harekete geçirmeyi önemsiyoruz. Milletin parasını, milletimize hizmet noktasında en yanlışsız, en kaliteli hizmeti sunmaktan öteki bir emeli gütmeden hem işin tasarrufu hem işin gerekliliği hem de işi teminat altına almanın her sayıdan daha değerli olduğunu bilen bir anlayışla bu yatırımları yapıyoruz” halinde konuştu.
“BU KURUMLAR, MİLLETE İLİŞKİN KURUMLAR”
“Halk otobüslerini İETT bünyesine almak da bu türlü bir adımın bir parçasıdır” diyen İmamoğlu, “Kendi deniz taksi yahut dolmuşlarımızı kendi bünyemizde üretirken, 600 yılı aşkın bir tersaneyi hayatta tutma çabası de bu türlü bir anlayışın tezahürüdür. Yeniden İETT garajlarında kurduğumuz muayene istasyonları da tam da bu halkçı ve kamucu anlayışımızın karşılığıdır. O bakımdan alışılmış ki vatandaşımızın takdirine mazhar olmak, bizleri ziyadesiyle çok memnun ediyor. İcraatçı ve halkçı tahlillerle, israftan arındırılmış, akılcı yatırımlarla, kamucu bir anlayışla yolumuza devam edeceğimizi buradan bütün vatandaşlarımıza duyurmak isterim” tabirlerini kullandı. Kelam konusu kurumların millete ilişkin olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bu kurumlar; bir şahsa bir periyoda, bir siyasi anlayışa, bir siyasi partiye mal edilemeyecek kadar kutsal ve çok ileri seviyede, çok yüksek düzeyde kurumlar. Üstte İstanbul İtfaiyesi amblemini gördüğümde gururlanıyorum. ‘İstanbul Zabıtası’ dediğimde gururlanıyorum. Münasebetiyle bu tıp kuruluşların çok daha ihtimamlı bir çabayla tahlil edilmesi lazım. Ve alanda hizmet verirken, vatandaşlarımızın bu çeşit kurumlarımızı gördüğünde gözleri nemlenmeli, onlarla gurur duymalı, onlarla çok büyük bir inanç münasebeti yaşamalı, sırtını onlara dayamalı ve huzurlu bir ömür sürmelerini sağlamalıyız” görüşlerini paylaştı.
“BİR İMZANIN ESİRGENMESİNİ…”
“İtfaiye eri olmanın bir meslek kabul edilmesi konusunda atılması gereken adımların kesinlikle atılmasını tekrar ilgililere hatırlatmak isterim” diyen İmamoğlu, “Yaklaşık 4 yıl evvel, gelecek gereksinim tespitini yaptığımız ve ne yazık ki hala 2 bin 300 itfaiye erinin alınmasıyla ilgili iznimizin verilmemiş olmasını şaşkınlıkla izliyorum. Bakın; kocaman itfaiye teşkilatımızın her yıl muhakkak bir sayıda bireyi emekli olmakta ya da farklı vesilelerle bu kocaman teşkilatın bireyleri ayrılabilmekte, farklı statülere geçebilmekte. O bakımdan bizim, teşkilatımıza ve bilhassa zelzeleyle gayret edilen bu kentimizde, afet öncesi ve afet sonrası yapılması gereken iş ve süreçlerde çok önemli olduğunu bildiğimiz bu teşkilatımızın işçi alım müsaadesiyle ilgili süreçlerine, hala bir imzanın esirgenmesini büyük bir gariplik, büyük bir zavallılık olarak tarifliyorum. Çok kederle hatırlatıyorum” biçiminde konuştu.
“BUGÜN ALIMA KARAR VERSEK BİLE…”
“İtfaiye eri alımlarının ne kadar şeffaf ne derece liyakatli bir biçimde yapıldığını en âlâ buradaki itfaiye teşkilatımızın mensupları biliyor” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bugün alıma karar versek bile, 2-2,5 sene sonra o arkadaşlarımızı tam randımanlı bu kurumun ve bu teşkilatın bir kesimi yapabiliyoruz. Yazıktır, günahtır. Bu memleketin her kurumu, millete aittir. Tekrar tabir ediyorum; Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu imzayı geciktirmesini buradan kınıyorum, milletimize şikayet ediyorum. Sevgili dostlar; bu ve gibisi hizmetlerin geri bırakılması, imzalanmaması, ertelenmesi, efendim bir imzayla bir metro çizgisinin elde edeceği finansmanın… Para kapıda bekliyor. Para kapıda bekliyor. Yani 10 yıl, 8 yıl, 12 yıl vadeli ödeyeceğimiz bir finansman kapıda bekliyor. Bir imza. Maliye Bakanı’nın önündeki bir imza. Ve bu para 2 yıl ödemesiz, 3 yıl ödemesiz… Formuna nazaran değişiyor. Bu iktisadın güç olduğu şartları da erteliyorsunuz. Yani onun 2 yıl, 3 yıl sonrasında ödemeye başlayacaksınız. Ve o para belediyenin kasasına giriyor; o kasadan çıkıyor o hizmeti yapan müteahhitlerin cebine gidecek. O müteahhitler taşeronlara verecek. O taşeronlar işlerini yapacak. Bir yandan metro bitecek. Bir yandan da onun bünyesindeki yüzlerce, binlerce çalışanın da meskenine gidecek o paralar. Allah aşkına, bir imzayı atmamanın vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Bunu erteleyen ya da imzalamayan kim? Sayın Bakan mı? Daha üstü mı? Daha aşağısı mı? Kim ise; onu 86 milyon vatandaşımızın, vatandaş hakkına ve hukukuna, 16 milyon insanımızın da hemşehrilik hakkına ve hukukuna şikayet ediyorum. Çok net şikayet ediyorum.”
“BİR KURUŞ BORCUMUZU ERTELEMİYORUZ”
“Borçlanma hakkı, hukuku da oy birliğiyle, İBB Meclisi’nden bütün siyasi partilerin oy birliğiyle geçmiş, alınması uygun görülmüş hak ve hukuklar. Onun da altını çizeyim. Ve hiçbir sebebi yok. Hiçbir münasebeti yok. Yok borçlanma oranı vesaire… Allah’a şükür bu hususta alnımız ak. Bir kuruş borcumuzu ertelemiyoruz. İBB’nin borçlanma, mali sistem ve bilhassa finansal sistem açısından en şeffaf günlerini yaşadığı konusunda, burada milletimizin huzurunda rahatlıkla tabir edebilirim. Baştan hesabını vereceğimizi, her hukukun insanlara anlatılacağını söylemiştik; o anlayışla bugün bunları sizlerle paylaşıyorum. Yazıktır, günahtır. Bu anlayıştan bir an evvel kurtulmamız gerekir.”
“MELİS, BENİ ŞIMARTTIN, KÂFİ, İÇİMİ ERİTTİN…”
“Şimdi burada duruyordum, bir evladımız yanıma gelmek istedi, geldi. Beni daima takip ediyor. 5 yıldır takip ediyor şu hoş evladımızı, oradaki oğlumuz. Sonra bir diğer kızımız, oradan koşarak, ‘Ekrem amca’ diyerek bana sarıldı. Benim için en büyük ödül bu. Mükafatın yanı sıra, ikinci en büyük sorumluluk ne biliyor musunuz? Yatıp kalkıp çalışırken, 7/24 emeğimizi sarf ederken, tek duam var; Allah’ım beni şu çocuklara mahcup etme. Diğer hiçbir şey değil. O çocukların ruhuna, anlayışına… (Konuşmanın burasında İmamoğlu’nun kelamını ettiği kız çocuğu Melis, koşarak İBB Başkanı’na sarıldı) Melis, beni şımarttın, kâfi, içimi erittin zati. Fıstık seni. Allah’ım. Tamam; bu kadar kelam kâfi. Güzel uğurlu olsun. Allah hoş hizmetleri nasip etsin.”
BÜTÜN KONTROLLER İBB BÜNYESİNDE YAPILACAK
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Aksoy’un verdiği bilgilere nazaran; 5 bine yakın müdahaleci işçi tarafından faal olarak kullanılan pak hava teneffüs aygıtlarının bakım, tamir ve testleri bugüne kadar dışardan hizmet alım metoduyla yapılıyordu. 5 yılda bir yapılan testler kapsamında, yalnızca hava tüplerinin hidrostatik kontrolleri gerçekleştiriliyordu. Açılan merkezle, itfaiye çalışanı açısından hayati bir kıymete sahip olan “Temiz Hava Teneffüs Seti ve Yapay Solum Aygıtı Tüpleri”nin performans testlerinin ve rutin bakımlarının itfaiye bünyesinde yapılmasının sağlanması amaçlanıyor. Öteki kent itfaiyelerine de örnek teşkil edecek merkez; bakım, tamir ve sertifikalı olması hasebiyle Türkiye’de bir birinci olma özelliği taşıyor.
MERKEZDE NELER VAR?
THSC binasında test ve tamir faaliyetlerinin yanı sıra yıkama odası ve tüp test odası da bulunuyor. Yıkama odasında, itfaiye istasyonlarından gelecek olan kirli ve kullanılmış maskeler teste tabi tutulmadan evvel burada yıkanıp dezenfekte edilecek ve ondan sonra test aygıtında denetimi sağlanacak. Tesise gelen maske ve sırtlıklar, birinci başta kayıt altına alınıp, sisteme girişi yapılacak ve sırasıyla ilgili süreç basamaklarına yönlendirilecek. Bu iş için özel olarak imal edilmiş yıkama makinesinde yıkanıp dezenfekte edildikten sonra, bilgisayarlı sızdırmazlık ve bir grup performans testlerine tabi tutulacak. Testi muvaffakiyetle geçen ekipmanlar, şayet muhtaçlık varsa, gerekli bakımlarının da yapılmasından sonra özel poşetlere konulup paketlenecek ve geldiği istasyona gönderilerek, inançlı bir halde kullanılması temin edilecek.
TESTTEN GEÇEMEYEN EKİPMAN KULLANIM DIŞI BIRAKILACAK
Testten geçemeyen ekipmanlara ise müdahalede bulunulacak. Değişim gerektiren kesimi değiştirilecek yahut ilgili ayarlamalar yapılacak ve tekrar test aygıtına bağlanarak test yapılacak. Ekipman testten geçinceye kadar bu döngü devam edecek. Tüm müdahalelere karşın testten geçemeyen ekipman kullanım dışı bırakılıp, kayda alınacak. THSC binasında bir adet 450 Barlık teneffüs tüpü hidrostatik test makinesi de bulunuyor. Bu makine ile 5 yılda bir hidrostatik test yapılması mecburiliği bulunan teneffüs tüpleri test edilecek ve etiketlenecek. Rastgele bir deformasyona uğrayan yahut testten bir sebepten geçemeyen tüpler de servis harici bırakılacak ve kullanılmalarına müsaade edilmeyecek. THSC binasında bu test faaliyetleri için gerekli basınçlı havayı sağlaması için yüksek kalitede kompresör kuruldu.
Konuşmaların ardından; CHP Parti Meclisi üyeleri Becerikli Yüksel, Turgay Özcan, Berker Esen, CHP milletvekili Yunus Emre, İmamoğlu, Öztekin, Özmen, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu ve İBB İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak tarafından kesilen kurdele ile THSC Merkezi resmen hizmete girmiş oldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
