Hacıbektaş’ta bu yıl ortaya çıkan iki farklı aktiflik gündemine değinen Özel, “İktidar partisinin, burada yıllardır süren bilgeliği yok sayarak, buradaki canların legal, resmi siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak, 15 Ağustos akşamı, apar, topar alternatif bir merasim tertip etmelerini, en başta Hacı Bektaş’ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum” dedi.
İBB ve Hacıbektaş Belediyesi ortasında, ‘Hacı Bektaş Veli Anma Merasimleri ve Kültür Sanat Aktiflikleri Düzenleme Protokolü’ imzaladıklarını duyuran İmamoğlu da “Bu aktifliğin üzerinde dolaşan, ne yazık ki yeterli niyetli olmadığını hissettiğimiz ve bu mevzuda büyük tasa duyan Alevi-Bektaşi toplumunun müdahalelerine dönük en güçlü iradeyi göstererek, bunları aşarak, bu hoş şenliği sahipsiz bırakmamak ve en güçlü biçimde bu buluşmaları desteklemek konusunda, 16 milyon İstanbullu ismine aldığımız kararı, buradan gururla, siz değerli iştirakçilerle paylaşıyorum. Hacıbektaş ilçemiz de bu kıymetli şenlik de asla sahipsiz kalmaz, kalamaz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “61. Ulusal, 35. Milletlerarası Hacı Bektaş Veli Anma Merasimleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri” kapsamında Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine geldi. Hacıbektaş Belediye önündeki meydanda düzenlenen etkinliklere katılan Özel ve İmamoğlu, evvelki devir CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, Türkiye İşçi Partisi Genel Lideri Erkan Baş ve coşkulu bir vatandaş topluluğuyla bir ortaya geldi. Hacıbektaş İstekli Semah Topluluğu’nun deyişler eşliğinde semah dönmesiyle başlayan aktiflikte, sırasıyla; Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Kaim, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, Baş, Bakırhan ve Özel birer konuşma yaptı.
ÖZEL: “HACIBEKTAŞ’I BİRİLERİ ÜVEY EVLAT GÖRÜRKEN, BURADAKİLERİ ÖZ KARDEŞ BİLEN, BAŞTA EKREM İMAMOĞLU VE TÜM BELEDİYE LİDERLERİMİZE YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Konuşmasına, “Seçme seçilme hakkını, bayanın ismi yokken, yeri yokken, ‘Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok’ diyerek, bayanı karar süreçlerinin içine dahil edip, bayan kelamını erkek kelamıyla bir gören ve birebir kıymette gören ve bunu tüm insanlığa öğütleyen hünkarın huzurundayız” kelamlarıyla başlayan Özel, özetle şu tabirleri kullandı:
“Yapılan son seçimlerde Belediye Başkanı seçilen çok değerli Ali Kaim, biraz evvel konuşmasında, teşekkürde bulundu, ülkeyi yönetenlere de sitemlerde bulundu. Kendisi şunu söz etti: ‘Biz, üvey evlat değiliz’ dedi. Konuşmasında itiraz ettikleriyle, razı oldukları vardı. Razı olduklarının başında ismini andığı, Hacıbektaş’ı birileri üvey evlat görürken, buradakileri öz kardeş bilen, başta Ekrem İmamoğlu ve tüm belediye liderlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Bu topraklarda çok acı devirler, çok acı günler, çok acı aylar, yıllar daima birlikte yaşandı. Yüzyıllardır kan, gözyaşı, zulüm, bir durduysa, üç yürüdü. Kerbela’da akan kan, Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta akmaya devam etti. Kerbela’nın direnci, sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze merasimlerinde o direnç vardı. Kerbela’nın yası; kimi vakit Berkin’in, Ali İsmail’in, Abdullah Cömert’in mezarının başına bir sis üzere kondu. Hünkar’ın yolundan gidenler nefis karanlığını beceri ışığıyla, gönül karanlığını aşk ışığıyla aydınlatmaya devam ettiler. Ellerine bir gün silah almadan, şiddete hiç başvurmadan, cahiliye devrinin araçlarına bulaşmadan uğraşlarına devam ettiler. Mazlumlar, zalimin berbatlığına ne boyun eğdi ne ortak oldu ne onlara uydu.”
İKTİDARA “ALTERNATİF TÖREN” YANSISI: HACI BEKTAŞ’IN MİRASINA YAPILMIŞ BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK, KINIYORUM”
“61. Ulusal, 35. Milletlerarası Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma Merasimleri ve Kültür Sanat Aktiflikleri için Hacıbektaş’tayız. Lakin bir meseleye buradan benim de dikkat çekmem, benden evvelki değerli hatiplere iştirak etmem, katkı vermem gerekiyor. İktidar partisinin, burada yıllardır süren bilgeliği yok sayarak, buradaki canların legal, resmi siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak, 15 Ağustos akşamı, apar, topar alternatif bir merasim tertip etmelerini, en başta Hacı Bektaş’ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Bugün Alevilerin en faal biçimde, -değerli dernekler ve vakıflar ismine konuşan Liderimizin da tabir ettiği gibi- tahlil bekleyen, katkı bekleyen sıkıntıları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça söz edilmeyen bir ayrımcılıkla, Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa’daki tüm sözlere karşın, uygulama sırasında ve kanun yaparken, kanunları uygularken, Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri, Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınına, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin gayretiniz, benim mücadelemdir.”
“MADIMAK BİR ‘UTANÇ MÜZESİ’ OLANA KADAR GAYRETİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
“Camilerin ibadethane görülüp, cemevlerinin ibadethane sayılmadığı; ‘ÇEDES Programı’ altında laik eğitimin örselenip katledildiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ismiyle, Alevilerin kabul etmediği bir kurumun ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef, vaktiyle, ‘Cemevi, cümbüş evi’ diyen, cemle cümbüşü bir tutan bir anlayışın yönettiği bu ülkede, cümbüşün yerinin Kültür Bakanlığı olduğu kabulüyle, bir inancı Kültür Bakanlığı’na bağlayarak, bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran bir anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanındayız. Madımak utancıyla, bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir ‘utanç müzesi’ olana kadar uğraşımızı, çabamız olarak daima birlikte sürdüreceğiz. Seyahatimiz, ülkemiz için barışa, adalete, müsamahaya, hoş ahlaka, fazilete, bilime ve umuda giden bir seyahati temsil ediyor. Yolumuzu, bu toprakların kıymetleriyle; Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ve kaç eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatıyoruz.”
“CHP GENEL LİDERLERİNE VEFAMIZI GÖSTERMENİN EN KIYMETLİ YOLU, ONLARIN PARTİSİNİ İKTİDAR YAPMAKTIR”
“Biz gerçek durmaya ve dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanın bir ortada yaşayabildiği, rahmetin ve müsamahanın hükümran olduğu bir ülkeyi gelecek jenerasyonlara miras bırakana kadar bu çabadan vazgeçmeyeceğiz. Ve sözlerimin sonuna geldiğimde; vefanın başşehri Hacıbektaş’tan bir ifadeyi tekrar etmeme, benim için bir andı, bir ahdı, tabir etmeme müsaade veririz. Burada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘İki büyük yapıtımdan biridir’ dediği partinin Genel Başkanı olarak bulunuyorum. Hacıbektaş’ta, vefanın başşehrinden tüm Türkiye’ye söylemek isterim ki; bu partinin ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de tüm genel liderlerine da benden önceki genel başkanı, çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu’na da vefamızı göstermenin en kıymetli yolu, onların partisini iktidar yapmaktır. Daima birlikte bunu başaracağımıza ant içiyorum. Ant içiyorum. Ant içiyorum. Hepinizi hürmetle selamlıyorum.”
İMAMOĞLU: “HACI BEKTAŞ İDEOLOJİSİ BENİM IŞIĞIM”
“Ben, yıllardır Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzuruna gelmenin ve burada bu manevi huzuru yaşamanın, hakikaten heyecanını yaşayan birisiyim” diyen İmamoğlu, Hacı Bektaş ideolojisini kendisine bir ışık olarak gördüğünün altını çizdi. Anadolu’dan bütün dünyaya yayılan bu ideolojinin merhamet, müsamaha ve insan sevgisinden beslendiğine vurgu yaptı. “Bugün hikmetli öğretisiyle, hak ve hakikat aşkını anlatan Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurundayız” diyen İmamoğlu, “Ancak üzülerek söylüyoruz ki, ne yazık ki bugünler, dünyanın dört bir yanında acıların yaşanmaya devam ettiği, açıkçası ülkemizde de farklı problemlerin arttığı, hatta tüm varlıkların can hakkını savunan Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurunda söylemeye dilim varmıyor lakin, kedinin köpeğin bile öldürülmesinin yasaya dönüşme eforunun gösterildiği günlerde Hacı Bektaşi Veli’nin huzurundayız. Bugün biz beşerler, bütün canlıların vebali üstünde olan, düşünen, üreten, duygulanan ve doğal ki sorumluluğu olan varlıklarız” tabirlerini kullandı.
“HACI BEKTAŞ-I VELİ’NİN YOLU, YOLUMUZDUR”
Bu sorumluluğun bütün yöneticilerin üzerinde olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Sevgiyle, akılla ve bilimle bütün meselelerin üzerinden gelmemiz gerekir ve bu istikamette en üst seviye çabayı ortaya koymamız kuraldır. Ancak ne yazık ki, farklı meziyetler göstererek üzmeyi, kırmayı, yok saymayı ve insanları kutuplaştırmayı, arbede etmeyi, kan dökmeyi dahi düşünecek kadar ve buna kendi hakkıymış üzere davranacak kadar ileri düzeyde şiddeti savunanların olduğu bir ortamdayız. Ve ben şunu tabir etmek isterim ki; daima birlikte, kararlı bir biçimde bu memleketin velilerinin, kıymetlerinin, ermişlerinin. Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu, yolumuzdur. Bu yol, bize birleşmeyi emreder. Bu yol, bize bir olmayı, iri olmayı, canlı olmayı emreder. Bu yol bize, bu memleketin içerisinde 86 milyon yurttaşımızın hiçbirisini dışarıda bırakmamayı, 86 milyon insanımızın, bu canım vatanın her varlığının, her nimetinin, her karış toprağının eşit hissedarı olmayı emreder. İşte bu yolda yürümeye kararlı insanlarız” biçiminde konuştu.
“KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL’LE BİRLİKTE HACIBEKTAŞ’A ÇOK İHTİMAMLI HİZMETLER SUNDUK”
İBB’deki tüm çalışma arkadaşları ve 16 milyon İstanbulluyla birlikte Hacıbektaş ilçesine hizmet etmenin onurunu yaşadıklarının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi: “Göreve başladığımızdan bu yana, ilçemizde yaşanan bütün problemlere yüzümüzü dönerek, Hacıbektaş ilçemizin hak ettiği pozisyona kavuşması için, üzerimize düşen sorumluluğu en üst düzeyde yerine getirme konusunda ihtimamlı bir çaba gösterdik. 12-13 yıl evvel, buraya geldiğim birinci andan itibaren, ıstırapla izlediğim, buradaki etraf şartlarının ve ortamın uygunlaşması konusunda o günden bugüne vazife aldığımız her ortamda başka bir uğraş içerisinde olmaya, ihtimamlı davranmaya efor gösterdik. Hem evvelki periyot Genel Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem şimdiki çok pahalı Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel ile birlikte ve bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte, Hacıbektaş’a çok ihtimamlı hizmetler sunduk. Kelam veriyoruz, sunmaya devam edeceğiz.”
“BU İLÇEYE HİZMET ETMENİN, İNSANLIĞA HİZMET ETMEK OLDUĞUNU BİLEREK HAREKET ETTİĞİNİZDE, BU GURURU YAŞARSINIZ”
“Çünkü, biz biliyoruz ki, Hacıbektaş ilçemiz sağlıklı hizmet alabilmiş ve alt yapı, üst yapı konusunda insanlarını keyifli edebilmiş bir ilçe olursa ve bu topraklarda Hacı Bektaş Veli üzere isimlerin olduğu yere hizmet etmenin, insanlığa hizmet olduğu şuuruna varırsak… Zira onların ideolojisi, yalnızca bu topraklara değil, az evvelki konuşmacıların söz ettiği üzere, bütün dünyaya yayılmış, kabul görmüş üniversal bir ideoloji olduğunu bilerek ona hizmet etmenin, bu ilçeye hizmet etmenin, insanlığa hizmet etmek olduğunu bilerek hareket ettiğinizde, bu gururu yaşarsınız. Bu manada, devletimizin ve ülkemizin her türlü kurum ve kuruluşumuzun, Hacıbektaş ilçesine ve buradaki maneviyatın gereksinimlerine, -tek şartla- buradaki maneviyatın temsilcilerine, manevi his ve kanılara en üst düzeyde hürmet duyarak hizmet etmek zorundadırlar. Bunu vazife kabul etmeliyiz ve ona nazaran hareket etmeliyiz. Manevi alanların düzenlenmesi, etrafın toparlanması ve bilhassa burada yakın vakitte gerçekleştirdiğimiz Mihmandar Konutları ile buraya örnek bir gelişim ortamının sunulması ve hatta orada bir kreş ve aşevi ile ilgili daimi bir hizmet ortamının oluşmasıyla birlikte, hizmetlerimiz sürmektedir.”
İBB VE HACIBEKTAŞ BELEDİYESİ ORTASINDA PROTOKOL İMZALANDI
“Özellikle şunu söyleyeyim. Burada çok önemsenen ve her birimiz burada bulunduğumuzda onur duyduğumuz, uzun yıllardır büyük uğraşlarla, ulusal ve memleketler arası tarafıyla sürdürülen Hacı Bektaş Veli Anma Merasimleri ve Kültür Sanat Etkinliklerini, bu yıldan itibaren yaptığımız bir protokol ile dünyanın, tahminen de medeniyetlerin beşiği olan İstanbul’umuzun, Hacıbektaş ilçesiyle, belediyemizle birlikte ‘Ev Sahibi Düzenleme Protokolü’nü yapmış olmanın da gururunu yaşıyorum. Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri’nin Alevi toplumunun hafızasında, hissinde bir var olma gayreti olduğunu, bu aktiflikleri gerçekleştirmek ismine canla, başla, dayanışmayla uğraş eden canların birlik çabası olduğunu yakinen biliyor ve hissediyorum. Bu yüzden bu aktifliğin üzerinde dolaşan, ne yazık ki düzgün niyetli olmadığını hissettiğimiz ve bu bahiste büyük tasa duyan Alevi-Bektaşi toplumunun müdahalelerine dönük en güçlü iradeyi göstererek, bunları aşarak, bu hoş şenliği sahipsiz bırakmamak ve en güçlü halde bu buluşmaları desteklemek konusunda, 16 milyon İstanbullu ismine aldığımız kararı, buradan gururla, siz değerli iştirakçilerle paylaşıyorum. En güçlü halde devam edecek. Hacıbektaş ilçemiz de bu pahalı şenlik de asla sahipsiz kalmaz, kalamaz.”
“KİŞİNİN ÇEKTİĞİ KENDİ AMELİ / KİŞİ HİZMET İLE BULUR KEMALİ”
“Bu manada, bugüne kadar hizmet eden tüm kamu görevlilerine, belediye liderlerine, siyasilere, bilhassa bu bayrağı buraya kadar taşıyan Alevi-Bektaşi kurumlarına, yöneticilerine ve 72 millete bir nazardan bakan, sadece Anadolu’dan değil, Alevi-Bektaşi kültürünün yayıldığı bütün coğrafyalardan akın ederek, bugün burada bulunan ve bizimle olan tüm canlara gösterdikleri özveri ve gayretlere da ayrıyeten teşekkür ediyorum. Mutlaka, ‘Kişinin çektiği kendi ameli / Kişi hizmet ile bulur kemali’ diyen Ahmet Cemalettin Çelebi’nin nefesinde söylediği üzere, bizi lakin halka hizmet, hoşa hizmet, beşere hizmet kemale erdirebilir. Bu hislerle; memleketimin her insanına, her inancına, her etnik kökenine, ‘86 milyon insanımıza eşit hizmet edebilme sorumluluğunu yerine getirebilmeyi bana Yaradan nasip etsin’ diyerek vazife yapan bir kardeşiniz olarak, bugün burada bulunmanın en aziz onurunu ve gururunu yaşayarak, bu hislerle hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.”
Konuşmaların akabinde ödül merasimine geçildi. “Dostluk ve Barış Ödülü” Veliyettin Hürrem Ulusoy’un, “Yaşayan İnsan Hazinesi Hizmet Ödülü” Ali Adil Atalay’ın, “Akademik Araştırmalar Ödülü” Meral Salman Yıkmış’ın, “Kültür Sanat Ödülü” de Kılavuz Bakır’ın oldu. Aktiflik; semah dönülmesi ve konserlerle son buldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
