Birçok farklı aktiflik, söyleşi ve özel oturumları ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam eden 13. Kocaeli Kitap Fuarı’nda Müellif ve Senarist Tarık Tufan, “Bir Romana Tutunmak” isimli söyleşi ile, çocuk hikaye ve roman muharriri Anıl Basılı da “Çocuk Okuma Kulübü” etkinliğinde Selim Sırrı Paşa Salonu’nda sevenleriyle buluştu. Müellif ve Senarist Tarık Tufan söyleşisinde, “Bir masalı anlatmak bir dünya kurmaktır” tabirini kullanırken, çocuk hikaye ve roman muharriri Basılı da, “Nohut adam öyküsü zorbalık üzerine” açıklamasını yaptı.
“HEPİMİZİN HAFIZASI KENDİ ÖYKÜLERİMİZLE DOLU”
Yazar Tufan yaptığı söyleşide, “1994 yılında bir genç üniversitesi iken radyolar yaygınlaşmaya başlamıştı. O yıllarda gece saatlerinde bir radyoda program yapmaya başladım. Saatlerce konuştum o programda. Kendi kendime düşünüyorum. İnsan neden kendini anlatmak ister. İnsanın içindekini ortaya dökmesi yahut öbür insanlara aktarma isteği sanki nasıl izah edilir. İnsanın bir öyküyü anlatmasının daha manalı ve daha bedelli bir nedeni olmalıdır. Hepimiz öykülerimizle varız. Hepimizin hafızası kendi öykülerimizle dolu. Hepimiz kendi öykümüzü manalı ve kıymetli kılmanın kaygısındayız. Bizim öykümüz ne kadar derinse o öykünün manası ve pahası o kadar artar” dedi.
“BİR MASAL ANLATMAK BİR DÜNYA KURMAKTIR”
İnsanın dönemsel büyük bir dönüşümden geçtiğini belirten Müellif Tufan, “Bir toplumun kendi düşünüş biçimlerini, ahlak biçimlerini, kıymetlerini, âlâ berbat insanlık durumlarını kendisinden sonraki jenerasyonlara anlatmasının en derin yolu o toplumun öyküleridir, masallarıdır. Masallar ve kıssalar yalnızca merak ögeleri değil, birebir vakitte o nesillere yeterlinin doğrunun hoşun ne olduğunu anlatmak içindir. Bir masal anlatmak bir dünya kurmak demektir. Bir masal anlatmak bir insanlık ideali çizmek demektir. Bir masal anlatmak bir his dünyası yaratmak demektir. Bir masal anlatmak o insanların taze zihinlerinde bir fikri yol açmak demektir. Dolayısı ile masal, bize insanlık hallerinin en saf ve pak anlarını anlatır” tabirlerini kullandı.
“İLHAM DENEN ŞEY SİZE GELMEZ”
Selim Sırrı Paşa Salonu’nun bir öbür söyleşisini çocuk kitapları muharriri ve gazeteci Anıl Basılı gerçekleştirdi. “Çocuk Okuma Kulübü” isimli aktiflikte kitapseverlerle bir ortaya gelen Basılı, aktiflik kapsamında çocuklarla hoşça vakit geçirdi. “Hayaller yaşlanır mı?” sorusuyla söyleşisine başlayan Basılı, “İlham denen şey size gelmez. Birbirimizi dinlememiz çok değerli. Bazen dinleyemezsiniz lakin duyabilirsiniz. Gözlemleyerek ilerlerseniz hayat kocaman bir ağaca ve o ağaçta bir sürü yeni toplanmayı bekleyen öykülere dönüşmeye başlar” dedi.
“NOHUT ADAM KISSASI ZORBALIK ÜZERİNE”
Çocuklar ortasında zorbalığa değinen Basılı, “Birbirimizin fizikî özellikleriyle alay etmekten keyif alıyoruz bazen. Bazen arkadaşımıza sıska ya da inek diyebiliyoruz. Karşı taraf sizinle alay etmek istiyorsa kesinlikle bir neden buluyor. Şayet zorbalığa uğradığınızı düşünüyorsanız hayır demeyi öğrenmelisiniz. Hudutları bilmelisiniz” diyerek çocuklara kıymetli iletiler verdi. Zorbalık üzerine tecrübelerini çocuklarla paylaşan Basılı, “Bir küme arkadaşım bana inek öğrenci diyordu. Buna takıldığım çok periyot oldu fakat daha sonra birinin sözüne takılmayacak kadar çok pahalı olduğumu fark ettim. Ben gözlük takmayı çok seviyorum isteyen istediğini desin. Öbür birinin üzerimde alay edebileceği noktada değilim. Bunu fark ettiğinizde hürmet duymaya başlıyordunuz. Benim de müellifi olduğum ‘Nohut Adam’ öyküsü buna değiniyor” halinde konuştu.
“NASIL MUHARRİR OLUNUR?”
Toplamda 13 kitabı olan Basılı, Şubat ayında yeni çizgi romanının çıkacağını birinci sefer söyleşide paylaştı ve müellif olmak isteyen çocuklara tavsiyelerde bulundu. Basılı, “Kitaplar hepimize farklı biçimlerde sesleniyor ve bunu kavramaya başlıyoruz. Kitaplar size birbirinizden farklı manalar hitap ediyorsa katiyen hakikat yoldasınız. Yazdığınızın bazen saçma olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? Şayet yazdıklarınızın saçma olduğunu düşünüyorsanız yanlışsız yoldasınız. Saçma gelmesi samimiyet demektir. Daha hakikat noktadasınız demektir. Ben yazarken saçma olmasına dikkat ediyorum. Yazmayı disiplin olarak kabul ediyorum ve her gün masa başına geçiyorum. Nohut adamı yedi ayda yazdım. İçime sinene kadar devam ettim. Şayet müelliflik seyahatine girmek istiyorsanız Türkçemizin çok hoş olması gerekiyor. Çok kitap okuyarak, eleştirerek ve yazarak muharrir olunur. Gözlemleyin, görün. Bir müellif neye benzeri, nasıl konuşur, mutsuz mu, nasıl biri? Gözlemlediklerinizi yansıtın. Daima birebir sokakta yürüseniz de gözlemleyin. Bunları gözlemlemeniz çok önemli” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
