Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, diş kaybı yaşayan bireyler için implant ve protez teknolojilerinin gelişimi, estetik ve işlevsel avantajları ile gerçek protez planlamasının kıymetinden bahsetti.
Diş protezinin gayesi estetik, işlev, konuşma ve dokuların sıhhatinin korunması!
Kaplamalar, çıkarılabilen protezler ve yapılan bütün yapay yapıların protez olarak isimlendirildiğini aktaran Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Diş protezi kullanımında gaye estetik, işlev, konuşma ve dokuların sıhhatinin korunmasıdır.” dedi.
Teşhis yanlışsız yapıldığı takdirde sorunun düzeltilebileceğini aktaran Prof. Dr. Bellaz, “Fakat teşhis yanlış yapıldıysa yanılgıyı düzeltmek mümkün olamayabilir. O nedenle hakikat bilgi ve imkânlarla teşhisin yanlışsız konulması çok değerlidir.” ikazında bulundu.
Protez yapılacak her dişin, yüz ile uyumlu olması gerekir!
Hareketli protezler de dahil, yapılacak protezlerde gülüş dizaynının çok kıymetli olduğunun altını çizen Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Doğduğumuzda 7-12 yaş ortasında dişlerimiz çıkar, bu dişler 20 yaşından sonra yavaş yavaş aşınmaya başlar ve gittikçe uzunlukları kısalır, formu değişir, kasların ve dudakların yapıları değişir, beden formu değişir.” dedi.
Dolayısıyla protez yapılacak her dişin, bilhassa ağızın bütünü ele alınıyorsa, yüz ile uyumlu olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Bellaz, “Bu da yalnızca göz kararı ile yapılmaz. Hastanın fotoğrafları alınır, profesyonel programlar üzerinde kıymetlendirilir ve protezin hastanın yüzü ile uyumlu olması için yapılacaklar gözden geçirilir. Bu sürece ‘gülüş tasarımı’ denir. Hastaya rastgele bir müdahale edilmeden öncesinde gülüş tasarımı yapılır ve hastanın onayı alınır. Böylece hasta, süreçler daha başlamadan sonucun ne olacağı hakkında bilgi sahibi olmuş olur.” formunda konuştu.
Metal takviye yerine metal olmayan gereçlerle doğal görünüm yakalanabiliyor!
Porselenin çok eski tarihlerden bu yana kullanılmasına karşın çok kırılgan olduğunu ve takviye yapı gerektirdiğini hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Bu yapı siyah renkte bir metal olduğundan dişteki şeffaflığı sağlamak zorlaşır, doğallık elde edilemez. Lakin gelişen teknoloji çeşitli altyapıların gelişimine de katkı sağladı. Artık metal dayanak yerine metal olmayan gereçler kullanılmaya başlandı. Bu gereçler ışık geçirgenliği sağlıyor. Yaprak krom denilen uygulamalar da bunun bir kesimi.” açıklamasında bulundu.
Kemik kaybı art bölgelere implant koymayı zorlaştırıyor!
Uzun müddetli diş kaybının, çene kemiğinde meselelere neden olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, kelamlarına şöyle devam etti:
“İmplantı yerleştirebilmek için bir temele gereksinim var. Kemik kaybedilmişse, hasta çok uzun yıllar damak protez kullanmışsa yahut diş eti sorunu yaşamışsa, art bölgelere implant koymak bazen mümkün olmayabiliyor. Bu üzere durumlarda dört adet implantı özel konumlarda yerleştirip hastaya bir sabit köprü yapılabiliyor. Hatta bu süreç o kadar süratli yapılıyor ki, sabahtan tedavisine başlanan hasta öğlenden sonra süreksiz dişini takmış olarak konutuna dönüp, akşam da yemek yiyebilir hale geliyor. Bu süreksiz dişler üç ay sonra porselen dişlerle değiştiriliyor. Hasta hiçbir zahmet yaşamadan takıldığı andan itibaren sabit protezini kullanabiliyor.”
İmplantlar kemiğin olduğu yere yapılır!
Hekimler için en değerli olan şeyin ağızdaki dokuların korunması olduğunu kaydeden Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Hastanın geçmişte yaşadığı diş sorunları ve travmatik çekimler üzere nedenlerle dokularda kayıplar olabiliyor.” dedi.
Damaklar erirken üst çenenin içeri, alt çenenin ise dışarı gerçek eridiğini aktaran Prof. Dr. Bellaz, “İmplantlar da yapılırken kemiğin olduğu yere yapılır yani implant doğal dişin olduğu yerden daha içeride olmuş olur. Bu üzere durumlarda sabit köprü yapıldığında estetik olarak muvaffakiyet ihtimali azalır. Bunun yerine hareketli protez daha uygundur. Lakin hasta, haklı olarak hareketli protez istemeyebilir. Bu durumda hibrit protezler kullanılır. İmplantlar art taraflara sabit köprü formunda yerleştirilir, ön tarafta bir çubuk olur ve çubuğun üzerine takılıp çıkarılabilen bir protez kısmı yapılır. Böylelikle hasta yemek yerken ve günlük hayatında, sabit implant nasılsa o denli işlev gösterir. Ön taraf ise takılıp çıkarılabilen protez olduğundan dudağı destekleyebilecek halde yapılabilir. Tek dezavantajı gece yatarken ön tarafların çıkarılma muhtaçlığıdır.” tabirlerini kullandı.
Diş olmayan yere implantlarla her durumda sabit köprü yapılabiliyor!
“İmplant teknolojisinin gelişmesinden evvel, imkânlar, sıhhat durumu ve maddi durum ne olursa olsun beşerler takılıp çıkarılan protezleri kullanmaya mecburdu.” diyen Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, kelamlarını şöyle tamamladı:
“İmplanttan sonra sabit köprü imkânı herkes için mümkün hale geldi. Köprü yapabilmek için iki tane dayanak gerekir. Şayet bu mümkün değilse hareketli protez uygulanır. Ancak günümüzde diş olmayan yere implantlar yerleştirilerek her durumda sabit köprü yapılabiliyor. Sabit köprü, implant ile yapıldığı takdirde doğal diş üzere çiğneyebilir. Lakin hareketli protez doğal dişin dörtte biri kadar çiğneyebilir. İmplant üstü protezlerle kişi, vefat edinceye kadar gençlikteki diş kalitesi konforunu yaşama imkânına sahip oluyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
