İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay, katıldığı televizyon programında 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün mana ve değeri için Yannis Ritsos’a ilişkin Barış şiirini okudu. Lider Tugay ayrıyeten, “Barış Günü, evvel ülkemize sonra dünyaya barış getirsin. Hiç kimsenin kimseye düşman olmadığı, hiç kimsenin kimseyi incitmediği bir dünya olsun” temennisinde bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay, Serhan Asker ile Görkemli Anılar Programı’na eşi Öznur Tugay ile birlikte konuk oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, 93’üncü İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) devam ederken Kültürpark’ta kurulan Alternatif Sahne’de düzenlenen yayında 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün mana ve değerini belirten bir şiir okudu. İzmirlilerin ağır ilgi gösterdiği programda İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatroları’nın Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü de yer aldı. Ekranda barış güvercinlerinin gökyüzündeki manzaraları eşliğinde sanatçı Mazlum Çimen barış türküleri söyledi akabinde Nükhet Duru sahne aldı. İki sanatçı Çökertme Türküsü’nde düet yaptı. Halk oyunları şovlarının sergilendiği yayında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından çocuklara dünya klasikleri kitap seti dağıtıldı. Büyük kalabalığın eşlik ettiği Barış Türküsü de çocuklar sahnedeyken daima bir ağızdan söylendi.
“Dersimi güzel çalıştım, misyona başladım”
Programda misyona geldikten sonraki 4 buçuk aya değinen Lider Tugay, “Metropol ilçeden buraya gelmek benim için bir sürü avantajla birlikte başlamaktı. Metropol alan nüfusun en fazla olduğu alan, çok düzgün tanımanız gerekiyor. Sıkıntılar da daha çok burada ağırlaşıyor. Sonuçta dersimi de âlâ çalıştım, o formda başladım” dedi.
“Hep bir arada hoş bir gelecek yazacağız”
“İlk aylar üst üste yaşadığımız bir sürü şanssızlıkla geçti fakat bu hoş ortamda hoş İzmirlilerin yüzlerine baktığım vakit gelecek hoş olacak diyorum” kelamlarıyla konuşmasını sürdüren Lider Tugay, “İzmir müsamahanın, demokrasinin beraberinde cumhuriyete bağlılığın kentidir. Burada eminim çok hoş bir gelecek yazacağız daima beraber” açıklamasında bulundu.
“Hiç kimsenin kimseye düşman olmadığı bir dünya olsun”
Barışın ehemmiyetine de dikkat çeken Lider Tugay, “Bugün Dünya Barış Günü, inşallah barış getirsin evvel ülkemize sonra dünyaya. Hiç kimsenin kimseye düşman olmadığı, hiç kimsenin kimseyi incitmediği bir dünya olsun” sözlerini kullandı.
“Fuar eski günlerine dönecek”
Başkan Tugay ayrıyeten 93’üncü sefer kapılarını açan İEF için bilgi verdi ve “Çocukluğumuzdaki kadar fazla memleketler arası iştirak ne yazık ki yok. Önümüzdeki yıllarda iştiraki arttırmak, İzmir Fuarı’nın eski günlerindeki havayı yakalamak için çok çalışmalıyız. Ticaret Bakan Yardımcısı da söz verdi, ‘biz de katkıda bulunacağız’ dedi. El birliği yaparsak o eski günlere döneriz. Milletlerarası iştirakle, kültür sanat omurundaki varlıklı konuklarıyla İzmir Fuarı önümüzdeki yıllarda eski görkemine değerli ölçüde kavuşacak. Bu sene de mevcut klasikleri devam ediyor. Teknoloji teması belirledik ve teknoloji çerçevesinde bir sürü aktiflik var. Her yaştan beşere hitap edebilecek etkinlikler var. Bunlar ilgi çekecek diye düşünüyoruz. Atlas Pavyonu’nu ziyaret etmenizi öneriyorum. Çabucak her köşede teknolojiye dair bir şeylerin olduğu bir fuar oluyor. Her gün katılabilecek onlarca aktivite var. İnsanlarımızın keyifle vakit geçireceği günler olacak” dedi.
“Onurlu ve hoş kıssalar kentidir İzmir”
İzmir’in ehemmiyetine başka bir parantez açan Lider Tugay, “Her köşesinde bambaşka kıssanın olduğu lakin hepsinin birbirinden onurlu ve hoş olduğu öyküler kenti İzmir. Tarihi çok eski, bugün kültürel zenginliği, toplumsal hayatının zenginliği, insanlarının niteliği, kalitesiyle çok özel bir yer. Bu türlü bir kente fakat bu kentin yetiştirdiği çocuklardan birisi olarak belediye başkanı olmak benim için büyük bir onur” diye konuştu.
Tugay’dan şiir
Sanatçı Nükhet Duru’ya hayran olduğunu ve yorumunu çok beğendiğini aktaran Lider Tugay programda Yannis Ritsos’a ilişkin Barış şiirini de okudu. İşte o şiir:
Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.
Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi
ter damlalarıyla alnında… barış budur işte.
Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman
ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
yangının eritip tükettiği yüreklerde
ilk tomurcukları belirdiği vakit umudun,
ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, telaş duymaksızın artık,
boşa akmadığını bilerek, kanlarının,
barış budur işte.
Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda
yüreği kaygıyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi
ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda yalnızca.
Barış, açılan bir pencereden, ne vakit olursa olsun
gökyüzünün dolmasıdır içeriye;
gökyüzünün, renklerinden uzaklaşmış çanlarıyla
bayram günlerini çalan gözlerimizde.
Barış budur işte.
Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun
gözlerinin önüne tutulan kitaptır.
Başaklar uzanıp, ışık! Işık! – diye fısıldarlarken birbirlerine!
Işık taşarken ufkun yalağından.
Barış budur işte.
Kitaplık yapıldığı vakit hapishaneler
Geceleyin kapı kapı dolaştığı vakit bir türkü
ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği vakit bir bulutun arkasından
cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir personel;
barış budur işte.
Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de
bir kök olduğu zaman
gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.
Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman
dürüst bir insanın deliksiz uykusunun arkası sıra.
Ve sonunda, hissettiğimiz vakit yeniden
zamanın tüm köşe bucağında acıları kovmak için
ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.
Barış budur işte.
Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında,
iyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın.
Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya
kuracağız demesidir;
ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
Barış budur işte.
Ölüm çok az yer tuttuğu için yüreklerde
mutluluğu gösterdiğinde itimat dolu parmağı yolların
şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine
büyük karanfilini alacakaranlığın…
barış budur işte.
Barış sıkı sıkıya kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.
Barış, bir annenin gülümseyişinden öteki bir şey değildir.
Ve toprakta derin izler açan sabanların
tek bir sözcüktür yazdıkları:
Barış
Ve bir tren ilerler geleceğe doğru
kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden
buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.
Bu tren, barıştır işte.
Kardeşler, barış içinde ancak
derin derin soluk alır cihan.
tüm cihan, taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi.
Barış budur işte.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
