Son dönemde Türkiye’de kadın hakları konusunda yaşanan gelişmeler, her geçen gün daha da endişe verici boyutlara ulaşıyor. Bugünlerde gündemde olan konulardan biri de ünlü oyuncu Hazal Kaya’nın hapis cezasıyla karşı karşıya olması.
Kaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla yargılanıyor ve hakkında 1 yıl 8 aydan 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası isteniyor. Ancak bu durum, sadece bir oyuncunun kişisel sorunu değil; tüm kadınların yaşadığı haksızlıkların bir yansıması olarak görülmeli.
Bu noktada, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tepkisi oldukça anlamlı. Kadınların yaşatamadığınız gibi bir de susturmaya çalışmanın kabul edilemez olduğunu belirten Akşener, Hazal Kaya’nın yanında olduklarını açık bir şekilde ifade ediyor. Bu tavrı takdirle karşılıyoruz ve diğer siyasi liderlerin de benzer bir duyarlılık göstermesini umuyoruz.
Ancak bu olayın ötesinde, Türkiye’deki kadın hakları ihlallerinin artarak devam ettiği gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz. Her gün kadınlar çeşitli şekillerde taciz, tecavüz ve şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Yargının bu tür suçlara verdiği cezalar da genellikle yetersiz kalıyor.
Bu nedenle, Hazal Kaya’nın davası sadece kendisiyle ilgili bir mesele değil; Türkiye’deki kadın hakları mücadelesinin de bir parçasıdır. Bu mücadelede hepimizin sorumluluk alması ve kadınların yanında durması gerekiyor.
Hazal Kaya için istenen hapis cezasına Meral Akşener’in gösterdiği tepki takdire şayan olsa da, bu tek başına yeterli değildir. Kadın haklarının korunması ve güçlendirilmesi için daha etkili adımlar atılması gerekiyor. Toplum olarak, kadınların yaşadığı haksızlıklara karşı duyarlı olmaya devam etmeli ve onların yanında yer almalıyız.
