Erkeklerde en sık görülen kanser çeşitlerinde yer alan prostat kanseri hayli sinsi ilerlediği için ölümcül olabiliyor. O denli ki dünyada her yıl bir milyondan fazla erkek prostat kanseri teşhisi alırken, 300 binden fazla hasta bu kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Ancak erkeklerde akciğer kanserinden sonra kansere bağlı vefatlar ortasında 2. sırada yer alsa da, erken evrede teşhis konulduğunda, bir öteki deyişle kanserin şimdi prostatın dışına yayılmadığı durumlarda, prostat kanserinde tam güzelleşme sağlanabiliyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, son yıllarda geliştirilen ileri teknolojik sistemler sayesinde prostat kanserine erken teşhis konulmasında kıymetli adımlar atıldığına işaret ederek, “Örneğin, multiparametrik MRG (manyetik rezonans görüntüleme) ile füzyon biyopsisinin birlikte uygulanması prostat kanseri teşhisinde hem gerçek hem de erken teşhis açısından kıymetli avantajlar sağlıyor. Bu formüller, bilhassa kuşkulu, lakin net teşhis konulamayan ve tekrarlayan biyopsilere muhtaçlık duyulan durumlarda tercih ediliyor” diyor.
Henüz belirti vermeden yakalanabiliyor!
Prostat kanserinin neden oluştuğu kesin olarak bilinmemekle bir arada; ileri yaş, ailede ve bilhassa birinci derece akrabalarda prostat kanseri hikayesinin olması ile proteinden güçlü beslenmenin riski artırdığı vurgulanıyor. Prostat kanseri erken evrelerde çoklukla rastgele bir belirti vermediği için “sinsi kanser” olarak nitelendiriliyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, bu nedenle hiçbir yakınması olmasa bile 50 yaş üstündeki her erkeğin yılda bir kere prostat denetiminden geçmesinin ve kanda PSA bedellerine baktırmasının yaşamsal değer taşıdığına dikkat çekerek “Ailesinde prostat kanseri öyküsü ve BRCA2 geni olan erkeklerin ise prostat kanseri taramasına 45 yaşından itibaren başlamaları gerekiyor. Bu sayede şimdi belirti vermemiş olan kanser erken evrelerde tespit edilebiliyor” diyor.
Kanserli tümörün tam yerini belirliyor!
Prostat kanserinin teşhisinde prostat spesifik antijen (PSA) testi, rektal muayene ve transrektal ultrasonografi (TRUS) eşliğinde alınan biyopsi tekniklerine başvuruluyor. Prostat kanserinde kesin teşhis biyopsi süreciyle konuluyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, son yıllarda prostatın yüksek çözünürlüklü çekimini gerçekleştirilen mp-MRG (Multiparametrik Manyetik Rezonans Görüntüleme) ve füzyon biyopsisinin birlikte uygulandığına, bu sayede prostat kanserinde gerçek ve erken teşhis açısından büyük avantajlar elde edildiğine işaret ederek, “Eskiden tümör olan bölgeye biyopsi yapıldığında iğnenin yanlışsız yere denk gelmeme riski vardı. Münasebetiyle hastada yaklaşık yüzde 30 oranında kanseri tespit edememe durumu kelam konusuydu. Günümüzde ise multiparametrik MRG ile elde edilen ayrıntılı manzaralar, özel bir aygıtta, gerçek vakitli olarak transrektal ultrasonografinin manzaralarıyla birleştiriliyor. Her iki görselin eşleştirilmesi, yani görsel olarak klavuzluk etmeleri sayesinde, biyopsi iğnesiyle milimetrik sapma olmadan kuşkulu tümörlerden kesim alınabiliyor” diyor.
Gereksiz biyopsileri önlüyor!
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, mp-MRG ile füzyon biyopsisi yolunda kanserli dokuların daha gerçek tespit edilebildiğini belirterek, “Özellikle düşük ve yüksek riskli prostat kanserinde bu teşhis sistemiyle daha kesin sonuçlar elde ediliyor. Ayrıyeten mp-MRG’nin sağladığı ayrıntılı manzaralar, gereksiz biyopsilerden ve buna bağlı komplikasyonlardan kaçınmayı mümkün kılabiliyor. Yolun sağladığı bir diğer kıymetli yarar ise kanserin evresi, yayılımı ve tipi hakkında daha detaylı bilgi alınması sayesinde daha şahsileştirilmiş bir tedavi planı yapılmasına imkan tanıması” diyor.
Robotik cerrahi ile yüksek başarı!
Prostat kanserinin tedavisinde birçok tedavi seçeneği mevcut. Tedavi protokolüne doktor muayenesinin ve klinik testlerin sonuçlarına nazaran karar veriliyor. Prostat kanseri bedenin başka bölgelerine yayılmamışsa, hastanın genel sıhhat durumu ile yaşı uygunsa, en yaygın başvurulan ve tesirli tedavi tekniği ameliyat oluyor. Prostatektomi olarak isimlendirilen prosedürle prostat ve etrafındaki dokular çıkarılıyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, son yıllarda “da Vinci robotik cerrahi robotu” ile gerçekleştirilen ve “robotik radikal prostatektomi” olarak isimlendirilen prosedürde çok yüksek muvaffakiyet oranlarıyla düzgünleşme sağlanabildiğine işaret ederek, “Bu ameliyat birebir vakitte laparoskopik ve açık olarak da yapılabiliyor” diyor. Bunların yanı sıra radyasyon (ışın tedavisi) kriyoterapi, kemoterapi, yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason ve hormon tedavisi prostat kanserinde başvurulan öteki tedavi formüllerini oluşturuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
