reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Trafik Haftası ve Güvenli Trafik Kültürünün Önemi

Trafik Haftası ve güvenli trafik kültürünün önemi hakkında bilinçlendirici bilgiler, trafik kuralları ve güvenli sürüş alışkanlıklarıyla kazaları önleyin.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Trafik Haftası ve Güvenli Trafik Kültürünün Önemi
reklam

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi ve Yol Güvenliği Danışmanı Özgür Şener’den Trafik Haftası Mesajları

Her yıl mayıs ayının ilk haftasında kutlanan Trafik Haftası kapsamında, trafikte, sürücü, yolcu ve yaya güvenliği konusunda önemli açıklamalarda bulunan uzmanımız, trafikte güvenliğin ve kültürün geliştirilmesi adına bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Bu özel haftanın amacı, trafikteki tüm paydaşların bilinç seviyesini artırmak ve güvenli bir ulaşım ortamı yaratmaktır.

İş yerleriyle bağlantılı taşıt kazaları, iş kazası sayılır mı?

Özgür Şener, bu konuda şu önemli bilgileri paylaştı: “İş yeri kapsamında kullanılan taşıtların neden olduğu kazalar, aslında doğrudan iş kazası olarak kabul edilir. Çünkü iş faaliyetleri sırasında kullanılan bir taşıtla meydana gelen kazalar, iş güvenliği mevzuatı çerçevesinde değerlendirilir. Bu nedenle, özellikle kurye, lojistik, sağlık ve ilaç sektörleri gibi alanlarda çalışanların trafikte karşılaştığı kazalar, iş kazası kapsamına alınmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.”

Şehirlerde Trafik Problemi ve Çözüm Önerileri

Gelişmiş büyükşehirlerde trafiğin ciddi bir sorun haline geldiğine değinen Şener, şunları ekledi: “Trafik yoğunluğu, şehirlerin ekonomik ve sosyal yaşamını olumsuz etkiliyor. İnsanlar daha hızlı ulaşım talebinde bulunduğu için agresif sürücülerin sayısı artıyor ve bu da trafik terörünü beraberinde getiriyor. Alternatif ulaşım yolları ve toplu taşıma sistemlerinin etkin kullanımı, trafik akışını rahatlatmak adına büyük önem taşıyor. Özellikle raylı sistemlerin (metrobüs, metro, tramvay) kullanımını teşvik ederek, bireysel taşıt kullanımını azaltmak gerekiyor.”

Okul Çağında Trafik Eğitimi ve Trafik Kültürü Oluşumu

Geleceğin trafikte bilinçli bireyleri olarak yetiştirilmeleri için okul çağlarından itibaren trafik kültürüne eğitimin verilmesi gerektiğine vurgu yapan Şener, şunları söyledi: “Ülkemizde sürücü adaylarına eğitim, temel olarak araç kullanma becerilerinin kazandırılmasıyla sınırlı kalıyor. Ancak, trafikteki tehlike ve sorumlulukları anlatan, bilinçli sürücü olmayı sağlayan eğitimlerin de müfredatlara eklenmesi gerekiyor. Trafik kurallarına uyum, empati ve saygı gibi değerler, çocuk yaşta kazandırılmalı. Bu sayede, trafik kültürünün toplumda kökleşmesi sağlanabilir.”

Yaya Geçitlerinde Güvenlik ve Toplumsal Bilinç

Yaya önceliğine ve yaya geçitlerine ilişkin önemli uyarılar yapan Şener, “Yaya geçitlerinde yayalara yol verme alışkanlığı, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Ancak, yayaların da zaman zaman trafikte riskleri göze alması, trafik kurallarını ihlal etmesi veya test etmesi, kazalara davetiye çıkarır. Bu nedenle, yayalara ve sürücülere düşen görevler, trafikteki uyum ve saygı ile sağlanmalıdır. Sürücülerin, yaya geçitlerinde mutlaka aynalarını kontrol ederek, dikkatli ve saygılı davranması çok önemlidir.”

Güvenli Sürüş ve Sürücü Eğitiminin Rolü

Türkiye’de 2019 yılında yaklaşık 1 milyon olan motosiklet sayısının, 2024 itibarıyla 8 milyona ulaştığını ve bu araçların kazalara en çok neden olduğunu belirten Şener, şunları dile getirdi: “Motosikletler, pratik ve ekonomik ulaşım araçları olmasına rağmen, trafik kazalarında ciddi oranda artışa sebep oluyor. Fakat, asıl mesele, motosikletlerin değil, güvenli sürücünün eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi. Trafikte tehlikeleri fark eden, hız limitlerine uyum sağlayan ve öngörüyle hareket eden sürücüler, kazaların önüne geçebilir. Bu nedenle, güvenli sürücü eğitimi ve sürekli bilinçlendirme faaliyetleri, trafik güvenliğinin temel taşlarıdır.”

Sürüş Yaşı ve Sorumluluk

Yaşa bağlı sürüş kısıtlamalarının yerine, bireylerin sağlık ve kondisyonunun önemine vurgu yapan Şener, şu ifadeleri kullandı: “Sürücü belgesi almak, araç kullanma yetkisinin verildiği anlamına gelir; ancak, herkesin sürüş kabiliyeti ve sorumluluğu aynı değildir. Bu nedenle, yaş sınırı yerine, düzenli sağlık kontrolleri, psikolojik ve fiziki uygunluk değerlendirmeleri yapılmalı. Özellikle 18 yaş altı gençler, henüz tam anlamıyla sorumluluk bilincine ulaşmadıkları için, alt sınır korunmalı ve eğitimler artırılmalıdır.”

Güvenli Sürüş İçin Tavsiyeler ve Teknolojinin Rolü

Hızlı ve dikkatli bir sürüş için, teknolojik gelişmelerin önemine değinen Şener, araç içi güvenlik teknolojilerini şöyle sıraladı: “Kameralar, sensörler, uyarı sistemleri, çarpışma önleyici ve yaya algılama sistemleri, sürücülerin hayatını kolaylaştırıyor ve kazaları önlüyor. Bu teknolojilerin, araçlarda standart haline getirilmesi ve yaygınlaştırılması, trafikte güvenliği artıracaktır. Ayrıca, çocukların ve yayaların trafikteki güvenliğini sağlamak amacıyla, hız sınırlarına uyulmalı ve özellikle okul ve park yakınlarında hızlar düşürülmelidir.”

Sonuç ve Toplumsal Sorumluluk

Özgür Şener, trafikteki herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini belirterek, “Trafik bir ekip işidir ve herkesin bilinçli davranmasıyla güvenli hale gelir. Sürücüler, kendileri ve diğerleri için en iyi ve en güvenli tercihi yapmalı, teknolojiyi kullanmalı ve trafikte empati ile hareket etmelidir. Unutmayalım ki, trafikte güvenlik, sadece kurallara uymakla değil, aynı zamanda karşılıklı saygı ve bilinçle sağlanır.” şeklinde konuştu.

reklam