

Motivasyonu Artıran ve Koruyan Bir Duygu: Anksiyete
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar, anksiyete konusunda önemli bilgiler paylaştı. Genellikle olumsuz olarak algılanan anksiyetenin, belli seviyelerde kişiye motivasyon sağladığını ve koruyucu bir fonksiyon üstlenebildiğini belirtti. Belli düzeydeki anksiyetenin, bireyi daha fazla çalışmaya yönlendiren ve hedeflerine ulaşmasına yardımcı olan yapıcı bir duygu olabileceğine dikkat çekti. Ancak, anksiyetenin kişinin günlük işlevselliğini ciddi anlamda bozduğu noktalar da mevcut. Gökpınar, “Kaygı seviyesinin aşıldığı durumlarda, odaklanma, konsantrasyon ve verimli çalışma olumsuz etkilenir. Bu noktada, anksiyete ile başa çıkma yollarını geliştirmek ve gerekirse profesyonel yardım almak büyük önem taşır.” dedi.
Kaygının Kaynağını Anlamak ve Fark Etmek
Kişilerin genellikle işlevsellikleri bozulmaya başladığında psikolojik destek arayışına yöneldiğine değinen Gökpınar, “Kaygı ve korku yaşantılarında, asıl önemli olan, kişinin olaya karşı geliştirdiği düşüncelerdir. Örneğin, bir kişi asansör kullanırken kaygı duyuyorsa, bu kaygının nedenleri arasında asansörün kendisi, onun görünüşü veya olası tehlikeler olabilir. ‘Ya asansörde kalırsam, ya çıkamazsam, ya biri beni kurtaramazsa’ gibi düşünceler, kaygıyı tetikleyen temel unsurlardır.” diye ekledi.
Gökpınar, ayrıca, bireylerin yaşadıkları spesifik olaylara odaklanarak yardım istemesinin altında yatan farklı kaygı türlerine dikkat çekti. Sınav kaygısı, toplumsal kaygı, performans korkuları ve sosyal anksiyete gibi çeşitli kaygı biçimleri olduğunu vurguladı. Örneğin, sınav kaygısı yaşayan bir öğrencinin, asıl korkusunun başarısızlık ya da yetersizlik duygusu olduğunu belirten uzman, “Düşünceleri fark etmek ve onları ayırt etmek, kaygıyı anlamanın temel taşlarından biridir. Çünkü, bu düşünceler duyguları ve nihayetinde davranışları şekillendirir. Dolayısıyla, kaygı kaynağındaki düşünceyi tanımak ve fark etmek, çözüm yolunda ilk adımdır,” şeklinde ifade etti.
Kaygıyı Azaltmak ve Düşünceleri Yönlendirmek
Kaygıyı hafifletmek için çeşitli yöntemler öneren Gökpınar, “Kitap okumak, film izlemek veya dikkat dağıtıcı aktiviteler yaparak zihni meşgul etmek etkili olabilir. Ayrıca, fiziksel aktivite de kaygı ile başa çıkmada oldukça faydalıdır,” dedi.
Ancak, düşünceye yön verme ve farkındalık kazanma çalışmalarında, düşünmemeye çalışmanın pek etkili olmadığını vurgulayan uzman, “Düşünmemeye çalışmak yerine, düşüncelerin farkında olmak ve onları kabul etmek daha sağlıklıdır. Çünkü, ‘düşünmemeye çalışmak’ genellikle olumsuz sonuçlar doğurur ve kişinin yetersizlik duygularını pekiştirebilir,” uyarısında bulundu.
Gökpınar, ayrıca, aile ve yakın çevrenin, kaygı yaşayan kişiye yönelik olumsuz telkinler yerine, onu anlamaya ve dinlemeye odaklanması gerektiğinin altını çizdi. “Destek ve anlayış, tedavi sürecinde çok büyük fark yaratır. Bu nedenle, çevrenizdeki insanların, kaygı ile başa çıkmaya çalışan kişiye karşı yapıcı ve yargısız bir tutum sergilemesi önemlidir,” diye ekledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı