Yeni BMW i5 modelinin ilk gösterimi “The Electric AI Canvas” yerleştirmesi ile 27 Eylül – 1 Ekim 2023 tarihleri ortasında Contemporary Istanbul’un 18’inci edisyonu Tersane İstanbul’da gerçekleşiyor.
Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, büsbütün elektrikli Yeni BMW i5 modelini “The Electric AI Canvas” enstalasyonuyla birinci olarak Contemporary Istanbul’da sergiliyor. Yeni BMW i5’ten ilham alan “The Electric AI Canvas”, 53. Edisyon Arka Basel 2023’teki birinci gösteriminden sonra Frieze Seoul 2023’te ve akabinde da BMW Türkiye’nin katkılarıyla Contemporary Istanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.
“The Electric AI Canvas”, yaratıcı teknoloji uzmanı ve Goodby, Silverstein & Partners’ın Yapay Zeka Direktörü Nathan Shipley ve çağdaş sanat medya platformu ArtDrunk’un kurucusu Gary Yeh iş birliğinde, yapay zeka tarafından oluşturulan özgün animasyonlar, ünlü çağdaş sanatkarların yapıtlarından oluşan bir bilgi kümesi ile eğitilmiş yapay zeka modelleri kullanılarak hazırlandı. Yapay zekanın, 900 yıllık sanat tarihi ve 50 bin görselden yararlanarak ürettiği soyut animasyonlar Yeni BMW i5 modeline yansıtılarak izleyiciyi kapsayan bir tecrübeye dönüştürüldü.
Dünyaya öncülük eden ve büsbütün elektrikli Yeni BMW i5’i dinamik bir tuvale dönüştüren çağdaş sanatkarlar Esther Mahlangu, Kohei Nawa, Eric N. Mack, Koo Jiyoon ve Bin Woo Hyuk’un yapıtlarının buluştuğu “The Electric AI Canvas”, hayranlık uyandıran bir fizikî sanat tecrübesi yaratıyor. Yeni BMW i5 üzerinde kullanılan yansıtma haritalama teknolojisiyle, iştirakçilere her sanatkarın kendine has tarzları ortasında geçiş yaptırarak özgün bir sanat tecrübesi yaşatıyor. Animasyonlar aynalarla büyütülüp yansıtılarak izleyicileri içine çeken bir tecrübe oluşturuluyor. “The Electric AI Canvas”, görsel sanatın da ötesinde, BMW’nin insan merkezli teknolojiye ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığını gözler önüne sermesinin yanı sıra yapay zekanın yaratıcı potansiyelini de keşfediyor.
Yeni BMW i5 Hakkında
Yeni BMW 5 Serisi’nin büsbütün elektrikli versiyonu Yeni BMW i5, 582 km’ye varan bir menzile sahip olup 205 kW DC Şarj teknolojisi ile 30 dk’da %80 batarya doluluğuna ulaşıyor. Yeni BMW i5’in ön rezervasyon sürecine ise yılın son çeyreğinde başlanması planlanıyor.
Sanatçılar Hakkında
Nathan Shipley, üretken manzaralar oluşturmak için yapay zeka, makine tahsili ve öbür teknik süreçlerin klâsik animasyon ve görsel efekt teknikleriyle birlikte kullanımını (ve berbata kullanımını) araştıran yaratıcı bir teknoloji uzmanı. Nathan, kendi stüdyosunda ve öteki sanatkarlarla iş birliği içinde teknoloji, sanat, makine zekası, öykü anlatımı ve animasyonun kesişim noktalarını araştırıyor. Teknoloji şirketlerine danışmanlık vermenin yanı sıra San Francisco’daki Goodby, Silverstein & Partners’ta Yapay Zeka Yöneticisi olarak misyon yapan Nathan, yeni araçların geliştirilmesine katkıda bulunuyor ve bu araçların yaratıcı sürece entegrasyonları üzerinde çalışıyor. Ayrıyeten, Nathan müzelere ve eğitim kurumlarına danışarak, teknolojinin potansiyelini gösteren ve tesirlerini geniş ölçekte ele alan sürükleyici, yerleştirme tabanlı projeler yaratıyor. Nathan, yapay zekaya sanatsal arayışlarda bir araç olarak insan merkezli bir yaklaşımı benimsiyor, sanatkarlara ve yaratıcılara saygıyı vurguluyor, çeşitliliği ve dahil olmayı teşvik ediyor ve ön yargıyı etkin olarak azaltmak için gayret sarf ediyor. Nathan’ın yapıtları Salvador Kolu Müzesi’ndeki kalıcı koleksiyonun bir kesimidir ve Artnet, The New York Times, Smithsonian Magazine, Wired ve The Verge üzere yayınlarda yer aldı.
Gary Yeh, dünya çapında 100.000’den fazla sanat meraklısının ilgisini çeken çağdaş sanat medya platformu ArtDrunk’un kurucusu. ArtDrunk, sanata erişilebilirliği artırmak için önde gelen sanatkarlar, galeriler, kurumlar ve markalarla birlikte çalışıyor. Sanatla olan seyahati çabucak hemen herkes üzere başlayan Gary, çocukluk meskenini rastgele baskılar ve empresyonist fotoğrafların posterleri ile süsledi. Lakin eklektik bir ileri düzey sanat tarihi öğretmeni, nihayetinde içindeki sanat sevgisini uyandırdı. ArtDrunk, Gary’nin üniversite yıllarında akademik bir ortamın dışında sanatla ilgilenme isteğinden doğdu. ArtDrunk, Gary’nin sanat dünyasındaki ayağı oldu ve sanatı daha erişilebilir kılmak için şahsî bir misyon haline geldi. Gary, finans, teknoloji ve fintech alanlarında çalıştı. Via Transportation ve Fiserv üzere şirketlerde tecrübe kazanarak sanat dünyasına yaklaşımını genişleten Gary, tıpkı daha evvel uğraştığı teknolojilerde olduğu üzere, sanatın milyonlarca bireye daha ulaşmasının yollarını bulmaya olan merakını sürdürüyor. 2017 yılında Duke Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Nasher Müzesi’nin Öğrenci Müşavere Şurası’nda da vazife yaptı. Gary, New York ve Seul’da yaşıyor.
Esther Mahlangu, geleneksel Ndebele dizaynını çağdaş formlara ve bağlamlara taşıyor. Yapıtları, Güney Afrika’nın bağlantı ve tabirler için canlı renkler ve geometrik desenler kullanılan yüzlerce yıllık mesken boyama geleneğinden ilham alıyor. Tarzlar kuşaklar boyunca aileler aracılığıyla aktarılıyor. Ndebele dizaynını dünya sahnesine taşıyan Mahlangu, 1991 yılında 12. BMW Sanat Otomobili’ni yarattı.
Kohei Nawa, sanal ile fizikselin, doğal ile yapayın, birey ile bütünün kesişim noktalarında çalışıyor. Nawa çok disiplinli yaklaşımı ile tanınsa da bu iş birliğinde yer alan sanat yapıtları materyal bilimindeki keşiflerine odaklanıyor. Dune ve Direction serisi, farklı boya viskoziteleri ve bunların yer çekimi ile etkileşimleri üzerinde denemeler yapıyor. Nawa’nın yapıtları, Metropolitan Sanat Müzesi ve Louvre da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki büyük kurumlar tarafından toplanıyor ve sergileniyor.
Eric N. Mack, sanat ve moda, fotoğraf ve heykel dünyalarında dolaşıyor. Atkılar, çiçek baskıları ve öteki çok renkli kumaşlarla çalışan Mack, fotoğrafın klasik tariflerini genişletiyor. Gereç seçiminde ve çoklukla yerleştirmeye dayalı yapıtlarında insan formu ve varlığına odaklanıyor. Şu anda İtalya’nın Venedik kentindeki Palazzo Grassi’de bir stantta yapıtları yer alıyor.
Koo Jiyoon, kentsel ortamlarda gelişen özellikleri ve vaktin geçişini temsil eden ruhsal görüntüler yaratıyor. Kentlerin ömür döngüsünü, yaratılışlarının ve yıkımlarının yanı sıra içlerinden geçen insanların ömürleri üzerinden yakalıyor. Değişen kentler üzerine yaptığı müşahedelerin sonucunda hem kalın hem ince fırça işlerini harmanlayan görsel, soyut bir şölen ortaya çıkarıyor.
Bin Woo Hyuk, doğal dünyanın meditatif fotoğraflarını yaratmak için şahsî anılardan ve tecrübelerden yararlanıyor. Rastgele bir anlatı ögesinden çok bir ortamın atmosferine odaklanan Bin, düş üzere bir estetik yaratıyor. Berlin’de yaşayan ve çalışan Bin, Almanya’nın birçok orman ve parkından ilham alıyor. Son yapıtlarında bilhassa Claude Monet’nin nilüferlerinin ışığı ve sürükleyiciliğinden etkilendiği görülüyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
