Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizinin yüzde 8.5’te sabit tutulmasına karar verdiğini açıkladı. Kararın gerekçesinde, enflasyonun yüzde 5’e düşene kadar tüm araçların kullanılacağı vurgulandı. Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik riskler ve faiz artışları ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmektedir. Türkiye’nin stratejik nitelikte çözüm araçları geliştirmesiyle, bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu hala yüksektir.
Merkez Bankaları Faiz Artırmama Döngüsüne Giriyor
Gelişmiş ülkelerde resesyon endişeleri, birbirini takip eden banka iflasları ve özellikle Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan ekonomik dalgalanmalar, merkez bankalarının faiz artırmama döngüsüne girmelerine sebep oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da bu kapsamda politika faizini yüzde 8.5’te sabit tuttu. Düşük faiz oranları, ekonomileri canlandırma amacıyla kullanılırken, yüksek enflasyon riski taşıyan ülkelerde de finansal istikrarı tehdit edebilirler.
Türkiye’nin Enflasyonla Mücadelesi: Temel Gıda Fiyatlarına Odaklanmak
Türkiye, yüksek enflasyonla mücadele etmek için birçok çözüm aracı geliştirdi. Bunlar arasında en önemlisi temel gıda fiyatlarındaki arz kısıtlarını ortadan kaldırmak için alınan önlemlerdir. Ancak uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu hala yüksek olduğundan, TCMB politika faizindeki kararını enflasyonun hedeflenen seviyeye düşene kadar sürdürecektir. Bu süreçte, Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde temel gıda fiyatlarına odaklanması ve gerekirse ithalat politikalarını gözden geçirmesi gerekebilir.
